Ben Bu İşte Ustayım

“İşin ustası olmak istiyorsan öğrenmeye hevesli ol, merak et. Bil ki her bilgi seni aydınlatır, her yetenek seni özel kılar.” Usta sözü.

Kişisel koruyucu donanımlar toplu korunma yöntemleri olmadığı durumlarda kişileri risklere karşı koruyan ekipmanlardır. Kullanım alanlarına göre sınıflandırılan kişisel koruyucu donanımlar 8 farklı çeşidi olmakla birlikte bunlar;

1- Baş koruyucuları                           

2- Yüz koruyucuları                 

3- Göz koruyucuları                             

4- Kulak koruyucuları

5- El ve kol koruyucuları                     

6- Ayak ve bacak koruyucuları                

7- Vücut ve gövde koruyucuları         

8- Solunum sistemi koruyucuları 

Kişisel koruyucu donanımlar yukarıda belirttiğim ana başlıklarda sıralansa da bu başlıkların altında yapılan işe özgü çokça özellikte koruyucu bulundurmaktadır. Örneğin göz koruyucular başlığında kaynakçı gözlüğü de vardır, plastik laboratuvar gözlüğü de vardır. Biz çalıştığımız alanda doğru kişisel koruyucu donanımı kullanmak için standartlardan faydalanırız. CE (Conformity of Europe) ve EN  (Europeane Norm) standartları bize ekipmanın bizi neye karşı koruduğunu açıklar ayrıca Ülkemizde CE ve/veya EN standardına sahip olmayan koruyucuların kullanılması yasaklanmıştır.

Genel bilgilendirmenin sonrasında iş güvenliği uzmanları olarak saha ziyaretlerimizde en çok dikkat ettiğimiz unsurların başında gelen kişisel koruyucu donanım kullanımı yetersizliği gelmektedir. Ne yazık ki ülkemizde çok önemsenmeyen, ama bütçesel olarak aslında en uygun olan ve  kolay temin edilen teçhizatlardır. İnsanımız can güvenliğinden çok kişisel rahatlığına önem verdiğinden dolayı iş kazalarının büyük bir kısmı dikkatsizlik, bilgisizlik ve çok bilmekten kaynaklanmaktadır.

Çok bilmek demişken sizlere yaşadığımız olaylardan birini anlatmak istiyorum. Bir firmada saha ziyareti sırasında 60’lı yaşlarda bir ustamızı kişisel koruyucu donanım konusunda uyardığımda bana öyle bir tepkisi vardı ki sanki senin yaşın kadar benim ustalığım var der gibiydi. Tabi kırmadan ve şaka ile karışık kendisine de bunu bir taraftan anlatırken diğer taraftan  içinden geçenleri  “Ben bu işte ustayım” sözünü duyuyordum.

Ustalığına saygısızlık edemem benim işim iş güvenliği açısından yapılması gereken konular üzerinde sizleri bilgilendirmek; Ne demiş şair Melih Elhan,

“Bir usta yitip gittiğinde bir kez daha sığınmak gerek çıraklığa,

 Bir kez daha sarılmak gerek çıraklığa,

 Bir kez daha yazılmak gerek çıraklığa”

dedikten sonra birlikte gülüştük. Yaşanan bu olayın esprili bir şekilde sona ermesi hem beni hem de ustamızı kırmadan sonuçlanması ve sonraki ziyaretlerimde çalışan arkadaşların kişisel koruyucu donanım kullanımı konusunda daha dikkatli davrandıklarını görmem, bilmemenin değil öğrenmemenin ayıp olduğu sözünü hatırlattı ve mesleki açıdan beni mutlu etti.

 

Ustadan bize not: “İşin ustası olmak istiyorsan, sabretmeyi bil, acele etme. Bil ki her sabır seni olgunlaştırır, her hedef seni yüceltir.” Sözünü kulağımıza küpe edip öğretirken öğrendik.

Ülke olarak insanımız asla kötü niyetli değildir, doğru yönlendirmelerle ve bilgilendirmelerle kuralların önemini rahatlıkla kavramaktadırlar.

Ülkemizde son beş yılda yapılan çalışmalarda iş kazalarının %21 oranında azalmış olması iş güvenliği kurallarının ne kadar önemli ve uyulması gereken kurallar olduğunu bir kez daha bizlere göstermektedir.
Son olarak çalışma hayatımızda kuralların geçerli olduğu ve dikkatle uyulduğu, kazasız kayıpsız günler geçirmeniz dileğiyle…

Sezer ATUK
İş Güvenliği Uzmanı (C)

İZKA ORTAK SAĞLIK ve GÜVENLİK BİRİMİ A.Ş

BLOG

Ben Bu İşte Ustayım
23 Ekim 2023
Ben Bu İşte Ustayım

“İşin ustası olmak istiyorsan öğrenmeye hevesli ol, merak et. Bil ki her bilgi seni aydınlatır, her yetenek seni özel kılar.” Usta sözü. Kişisel koruyucu donanımlar toplu korunma yöntemleri olmadığı durumlarda kişileri risklere karşı koruyan ekipmanlardır. Kullanım alanlarına göre sınıflandırılan kişisel koruyucu donanımlar 8 farklı çeşidi olmakla birlikte bunlar; 1- Baş koruyucuları                            2- Yüz koruyucuları                  3- Göz koruyucuları                              4- Kulak koruyucuları 5- El ve kol koruyucuları                      6- Ayak ve bacak koruyucuları                 7- Vücut ve gövde koruyucuları          8- Solunum sistemi koruyucuları  Kişisel koruyucu donanımlar yukarıda belirttiğim ana başlıklarda sıralansa da bu başlıkların altında yapılan işe özgü çokça özellikte koruyucu bulundurmaktadır. Örneğin göz koruyucular başlığında kaynakçı gözlüğü de vardır, plastik laboratuvar gözlüğü de vardır. Biz çalıştığımız alanda doğru kişisel koruyucu donanımı kullanmak için standartlardan faydalanırız. CE (Conformity of Europe) ve EN  (Europeane Norm) standartları bize ekipmanın bizi neye karşı koruduğunu açıklar ayrıca Ülkemizde CE ve/veya EN standardına sahip olmayan koruyucuların kullanılması yasaklanmıştır. Genel bilgilendirmenin sonrasında iş güvenliği uzmanları olarak saha ziyaretlerimizde en çok dikkat ettiğimiz unsurların başında gelen kişisel koruyucu donanım kullanımı yetersizliği gelmektedir. Ne yazık ki ülkemizde çok önemsenmeyen, ama bütçesel olarak aslında en uygun olan ve  kolay temin edilen teçhizatlardır. İnsanımız can güvenliğinden çok kişisel rahatlığına önem verdiğinden dolayı iş kazalarının büyük bir kısmı dikkatsizlik, bilgisizlik ve çok bilmekten kaynaklanmaktadır. Çok bilmek demişken sizlere yaşadığımız olaylardan birini anlatmak istiyorum. Bir firmada saha ziyareti sırasında 60’lı yaşlarda bir ustamızı kişisel koruyucu donanım konusunda uyardığımda bana öyle bir tepkisi vardı ki sanki senin yaşın kadar benim ustalığım var der gibiydi. Tabi kırmadan ve şaka ile karışık kendisine de bunu bir taraftan anlatırken diğer taraftan  içinden geçenleri  “Ben bu işte ustayım” sözünü duyuyordum. Ustalığına saygısızlık edemem benim işim iş güvenliği açısından yapılması gereken konular üzerinde sizleri bilgilendirmek; Ne demiş şair Melih Elhan, “Bir usta yitip gittiğinde bir kez daha sığınmak gerek çıraklığa,  Bir kez daha sarılmak gerek çıraklığa,  Bir kez daha yazılmak gerek çıraklığa” dedikten sonra birlikte gülüştük. Yaşanan bu olayın esprili bir şekilde sona ermesi hem beni hem de ustamızı kırmadan sonuçlanması ve sonraki ziyaretlerimde çalışan arkadaşların kişisel koruyucu donanım kullanımı konusunda daha dikkatli davrandıklarını görmem, bilmemenin değil öğrenmemenin ayıp olduğu sözünü hatırlattı ve mesleki açıdan beni mutlu etti.   Ustadan bize not: “İşin ustası olmak istiyorsan, sabretmeyi bil, acele etme. Bil ki her sabır seni olgunlaştırır, her hedef seni yüceltir.” Sözünü kulağımıza küpe edip öğretirken öğrendik. Ülke olarak insanımız asla kötü niyetli değildir, doğru yönlendirmelerle ve bilgilendirmelerle kuralların önemini rahatlıkla kavramaktadırlar. Ülkemizde son beş yılda yapılan çalışmalarda iş kazalarının %21 oranında azalmış olması iş güvenliği kurallarının ne kadar önemli ve uyulması gereken kurallar olduğunu bir kez daha bizlere göstermektedir. Son olarak çalışma hayatımızda kuralların geçerli olduğu ve dikkatle uyulduğu, kazasız kayıpsız günler geçirmeniz dileğiyle… Sezer ATUK İş Güvenliği Uzmanı (C) İZKA ORTAK SAĞLIK ve GÜVENLİK BİRİMİ A.Ş

DEVAMI
İş Kazalarında “DİYABET” Etkisi, “HbA1C” Testinin Önemi
06 Haziran 2023
İş Kazalarında “DİYABET” Etkisi, “HbA1C” Testinin Önemi

Dünyada en sık rastlanılan iş kazası nedeni yüksekten düşmedir. Ülkemizde de ölümlü kaza sebeplerinin başında yüzde 44,4 oranıyla yüksekten düşme geliyor. Ardından yüzde 17,8 oranıyla trafik ve iş makineleri kazaları izliyor. Yüksekten düşme kazalarının en sık yaşandığı sektör ise inşaat sektörüdür. İnşaat işleri yüksekte çalışmaların yoğunluğu nedeniyle sürekli dikkat gerektirir. Bunun yanında kışın soğuk- rüzgâr,  yazın sıcak hava şartları işi daha da zor ve tehlikeli hale getirir. Bunlara yorgunluk, dikkat eksikliği, motivasyon düşüklüğü gibi psikolojik unsurlarda eklenirse iş kazası riski daha da artar. İş kazaları nedenleri arasında göz ardı edilmemesi gereken çok önemli bir konu da kan şekeri seviyesindeki değişiklikler ya da tansiyon problemleri gibi fizyolojik değerlerdeki ani değişimler ile vertigo vb. hastalıklardır. Bunların neden olduğu baş dönmesi, denge bozukluğu, dikkat eksikliği ya da uyku halinin ağır iş kazalarının meydana gelmesinde önemli etkileri vardır. Bu nedenle, özellikle ağır ve tehlikeli işlerde ve yüksekte çalışanlar başta olmak üzere tüm çalışanlar işe giriş muayenelerinde dikkatle muayene edilmeli,  diyabet ve tansiyon problemleri ile kalıtımsal riskler dikkatle sorgulanmalı ve gerekli testler yaptırılmalıdır. Bugünkü konumuz olan “Diyabet” tanısı için genellikle yaptırılan açlık kan şekeri testi (AKŞ); anlık değeri göstereceği ve çoğunlukla test öncesi gerekli olan aç kalma süresine tam uyulmadığı için yanıltıcı olabilmektedir. Bunun için “AÇLIK KAN ŞEKERİ” testinin yerine “HbA1C” testinin uygulanması çok daha anlamlıdır. Bu test, kırmızı kan hücrelerinin oksijen taşıyan proteini olan hemoglobinin, yüzde kaçının şeker kaplandığını ölçmektedir. Bunun da nedeni vücudun kanda bulunan şekeri doğru şekilde kullanamaması ve dokulara taşıyamamasının sonucu olarak hemoglobine yapışmasıdır. Bu test,  kişilerin açlık ya da tokluğuna bakılmaksızın her saatte yapılabilmekte,  SON 3 AYDAKİ ORTALAMA KAN ŞEKERİ SEVİYESİNİ GÖSTERMEKTE,  böylece diyabet, gizli şeker ve uykudaki şeker dalgalanmaları hakkında çok değerli bilgiler vermektedir. Tanısı konmuş diyabet hastalarının tedavi ve takip süreçlerinde ilaç dozlarının ayarlanabilmesinde de çok önemlidir. HbA1c testi yaptıracak kişinin testten önce aç kalması gerekmez, normal bir şekilde yeme-içme düzeni sürdürülebilir. HbA1c test sonucuna göre; % 5.7 nin altındaki seviyeler normal kabul edilir. % 5.7 ila %6,4 Aralığındaysa prediyabet (gizli şeker) yani şeker hastalığına yakalanma olasılığının yüksek olduğu anlamını taşır, % 6,5 veya daha yüksek bir değer, şeker hastalığı olduğunu gösterir. % 8’in üzerinde bir HbA1c seviyesi, diyabetin iyi kontrol edilmediğini ve diyabete bağlı komplikasyon riskinin yüksek olduğu gösterir.   Diyabetliler için, %7 ya da daha düşük bir HbA1C seviyesi amaçlanır. HbA1C ne kadar yüksekse, diyabetle alakalı komplikasyonların ortaya çıkma riski o derecede yüksektir. Şeker hastaları, kan şekeri seviyelerini genellikle evdeki cihazlarla izlemektedirler. Bu cihazlar, kan şekerini mg/dL ya da mmol/L cinsinden bildirir. Ancak raporlanması % cinsinden olduğu için karşılıklarını bilmek önemlidir. HbA1c seviyesine göre tahmini ortalama kan şekeri seviyeleri aşağıdaki tablodaki gibidir:   % 6       –       126 mg/dl      –        7 mmol/L % 7       –       154 mg/dl      –     8.6 mmol/L % 8       –       183 mg/dl      –    10.2 mmol/L % 9       –       212 mg/dl      –    11.8 mmol/L %10      –       240 mg/dl      –    13.4 mmol/L % 11     –       269 mg/dl      –    14.9 mmol/L %12      –       298 mg/dl      –    16.5 mmol/L Sonuç olarak: Çalışanların kan şekeri seviyelerinde değişiklikler yaratarak ciddi iş kazalarının ortaya çıkmasına yol açan diyabet, gizli diyabet, hipoglisemi gibi hastalıklar asla göz ardı edilmemelidir. Yüksekte ve tehlikeli işlerde çalışanlar başta olmak üzere tüm çalışanlar bu yönden araştırılmalıdır.  Sağlıklı ve kazasız günler dileğimizle…   İzka Ortak Sağlık Güvenlik Birimi San. ve Tic. A.Ş. Op. Dr. Şekip KILIÇARSLAN İşyeri Hekimi

DEVAMI
Bana Birşey Olmaz!
06 Haziran 2023
Bana Birşey Olmaz!

İşletmeler iş kazası yaşayan ve yaşamayanlar olarak iki gruba ayrılmaktadır. İş kazası yaşayan işletmeler, maddi ve manevi olarak büyük üzüntüler yaşayabilmektedirler. Bundan dolayıdır ki iş sağlığı ve güvenliğini önemsemeyenler bir an önce ‘’ Bana birşey olmaz’’ mantığından kurtulmalıdırlar. Ülkemizde; iş kazası ve meslek hastalıklarına karşı çalışanların korunmasına yönelik ilk yasal çalışma 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ile 2012’de yürürlüğe girmiştir. İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünün oluşması için, İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) profesyonellerinin işverenlerin desteğine ihtiyacı vardır. Onların desteği ile yeterli zaman ve uygun eğitim olanakları sağlandığında İş Sağlığı ve Güvenliğine olan bakış açımızın değişeceğini ve bu kültürün hızlı bir şekilde oluşacağını düşünmekteyiz. Biz İSG profesyonellerine düşen görev, bu kültürün oluşması için başta İŞVERENLER olmak üzere tüm çalışanlarımızı bu konuda bilgilendirmek, eğitimler vermek ve en önemlisi de alınan eğitimlerin sahada uygulanmasını ve denetlenmesini sağlamaktır. İş sağlığı ve güvenliği hizmeti alan işverenlerin, 6331 sayılı İş Sağılığı ve İş Güvenliği kanuna göre yapmakla yükümlü oldukları konularda da sorumluluklarını, hizmet alımı başlangıcından itibaren yerine getirmeleri gerekmektedir. Bu sorumluluklardan en önemlileri; 1- Risk değerlendirmesi ve acil durum eylem planlarının hazırlanmasında, ekibin bir üyesi olduklarından dolayı aktif rol almalıdırlar. 2- İş sağlığı ve güvenliği ile ilgili tespit ve önerilerin yazılacağı ve kanunen zorunlu olan onaylı defteri temin ederek Noter veya İşkur’ a onaylattırmalıdırlar. 3- Çalışanlara işe başlamadan önce, işyeri hekiminin öngördüğü tıbbi tahlil ve testleri, aşıları yaptırılmalı, İSG eğitimlerinin, mesai saatleri içerisinde verilmesi sağlanmalı ve işe yeni başlayacak olan çalışanlarına öncelikle işbaşı eğitimi verilmelidir. 4- İşe yeni başlayan çalışanlarını tarafımıza mutlaka bildirmelidir. 5- Çalışanlara, kişisel koruyucu donanımlarını, zimmet tutanağı karşılığında teslim etmeli, kullanmalarını denetlemeli, kullanmaktan kaçınanlar için yasal yaptırımlar uygulamalı ve uyguladıkları yaptırımları da belgelendirmelidirler. 6- İş ekipmanlarının periyodik kontrollerini, elektrik iç tesisat uygunluk ve topraklama kontrollerini, acil durum tatbikatlarını yaptırmalıdırlar. İş kazası ve/veya bakanlık denetimlerinde eksikliklerin tespiti durumunda, maddi cezalara maruz kalmamak için, yükümlülüklerini zamanında yaptırmalıdırlar.   Hayatımızın her alanında olduğu gibi, İş Sağlığı ve Güvenliği kültürünün oluşmasının ilk ve en önemli basamağının şüphesiz ki eğitim olduğu aşikârdır. Hizmet verdiğimiz firmalarda, saha çalışmalarının yanında,  eğitim çalışmalarımız da yer almaktadır.   Çalışanların İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimleri hakkında yönetmelikte açıkça belirtilmiş olmasına rağmen, İş sağlığı ve Güvenliği profesyonelleri olarak, çalışanlarınıza vereceğimiz eğitim öncesinde, maalesef işveren veya işveren vekilleri tarafından dile getirilen, ♦ Bu aralar çok yoğunuz, ♦ Eğitimi daha sonra verelim, ♦ Verilmiş gibi gösterelim, ♦ Mesai sonrası verelim, ♦ Öğlen yemeği saatinde yapalım, ♦ Zaten anlatsanız da anlamazlar, benzer teklif ve önyargılar ile karşılaşmaktayız. Çalışanların da benzer şekilde alınan tedbirlere “ BİZE BİR ŞEY OLMAZ ” diyerek direnmeleri de yine eğitimsizlik ve iş güvenliği kültürü eksikliği ile açıklanabilir. ♦ İşyerinde çıkan bir yangına ilk müdahaleyi, yangın eğitimi almış çalışanlarınız yapacak, ♦ İş kazası geçiren çalışanınıza ilk müdahaleyi, ilkyardım eğitimi almış çalışanlarınız yapacak, ♦ Koruyucusu olmayan makinada çalışmanın tehlikelerini, iş sağlığı ve güvenliği eğitimli çalışanlarınız bilecektir. YAPILAN BİLİMSEL ÇALIŞMALAR SONUCU, İŞ KAZALARININ % 98 ‘nin ALINACAK TEDBİRLERLE ÖNLENEBİLDİĞİ GELİŞMİŞ ÜLKELERİN KABUL ETTİĞİ BİR GERÇEKTİR.   İşverenler tarafından, işletmelerde iş güvenliği kültürü oluşturulmasına yönelik çalışmalar yapılmalı, gerekli eğitimler çalışanlara aldırılmalı, çalışanlarla beraber iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili konular değerlendirilmeli, gerekli prosedür ve talimatlar hazırlanmalı, ödül ve yarışmalar ile katılımı cazip hale getirmeli ve en önemlisi de ‘’Güvenliğin’’ üretimden ve işten önde tutulması sağlanmalıdır.    Unutmayınız ki! Her an, her işletmede iş kazası olabilir. Bütün işveren ve çalışanlara, SAĞLIKLI ve GÜVENLİ çalışmalar dilerim.   İzka Ortak Sağlık Güvenlik Birimi San. ve Tic. A.Ş.     Celadet ÖNEN İş Güvenliği Uzmanı (B) Yangın Eğitmeni Yüksekte Çalışma Eğitmeni  

DEVAMI